-
1 dayak yemek
получа́ть па́лочные уда́ры -
2 dayak yemek
v. take a beating, get a trashing, get a bashing, take a bashing -
3 dayak yemek
утын шхын -
4 dayak yemek
to get a thrashing, to get a beating -
5 dayak
dayak kolu Konsole f, Kragstein m;dayak yemek Prügel beziehen;b-ne bir temiz dayak atmak jemandem eine gehörige Tracht Prügel verabreichen -
6 dayak
Prügel pl, Schläge pl\dayak yemek Prügel bekommen [o beziehen]yediği dayağın haddi hesabı yok er hat unzählige (Male) Prügel bekommen [o bezogen] -
7 dayak
озвонч. -ğı1) побо́и, теле́сное наказа́ние, по́ркаdayak atmak — поби́ть, изби́ть, поколоти́ть
bir temiz dayak atmak — всы́пать, отдуба́сить как сле́дует
dayak yemek — быть поби́тым / поколо́ченным
2) подпо́рка; опо́ра••- dayak yemekdayak cennetten çıkma — погов. по́рка хорошо́ мозги́ вправля́ет
-
8 yemek
блю́до (с) пи́ща (ж) пожира́ть съеда́ть я́ство (с)* * *I озвонч. -ği1) еда́, пи́ща, ку́шанье; блю́доyemek artıkları — объе́дки
yemek çıkarmak — подава́ть ку́шанье
yemek seçmek — быть разбо́рчивым / привере́дливым в пи́ще
akşam yemeği — у́жин
alafranga yemeği — европе́йское блю́до / ку́шанье
alaturka yemeği — туре́цкое блю́до / ку́шанье
kuru yemek — сухо́й паёк
öğle yemeği — обе́д
sabah yemeği — за́втрак
sıcak yemek — горя́чая пи́ща
2) обе́дyemeğe davet etmek — приглаша́ть к обе́ду
yemek vermek — дать обе́д
arkadaşımın yemeğinde birçok tanıdığa rastladım — я встре́тил мно́го знако́мых на обе́де у моего́ дру́га
II -ikır yemeği — обе́д за́ городом
1) есть, ку́шатьyemek yemek — пое́сть, пообе́дать
yiyip içmek — пита́ться
2) изъеда́ть; разъеда́тьgüve yün giysiyi yemiş — моль изъе́ла шерстяну́ю оде́жду
3) искуса́тьsivrisinekler çocuğun kollarını yemiş — комары́ искуса́ли ребёнку ру́ки
4) куса́ть, грызть тж. перен.dudağını yemek — куса́ть гу́бы
kendi kendini yemek — самого́ себя́ грызть / терза́ться, му́читься угрызе́ниями со́вести
tırnaklarını yemek — грызть но́гти
5) поглоща́ть, съеда́тьyapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor — э́то зда́ние, к строи́тельству кото́рого приступи́ли, съеда́ет за́ день 5 тонн цеме́нта
6) расточа́ть, прома́тывать, транжи́ритьmiras yemek — промота́ть насле́дство
para yemek — растра́чивать де́ньги
parası var, ama yemez — у него́ есть де́ньги, но он их не тра́тит
varını yoğunu kumarda yemiş — он всё, что у него́ бы́ло, проигра́л в ка́рты
7) подверга́ться чему, переноси́ть чтоceza yemek — понести́ наказа́ние
dayak yemek — быть изби́тым / поколо́ченным
taş yemek — быть поби́тым / забро́санным камня́ми
tokat yemek — получи́ть пощёчину
8) разг. постоя́нно терза́ть / му́читьbu dert beni yiyor — э́то го́ре убива́ет меня́
9) не име́я прав / незако́нно взять / присво́итьharam yemek — посягну́ть на чужо́е добро́, красть
rüşvet yemek — брать взя́тки
10) разг. не возвраща́ть, присва́ивать полу́ченные в долг де́ньгиbu adam benim yüz bin liramı yedi — э́тот челове́к присво́ил себе́ / зажи́лил мои́ пять ты́сяч лир
••- yemeden içmeden
- yemeden içmeden kesilmek
- yediği naneye bak!
- yediği önünde
- yemediği ardında
- yiyip bitirmek -
9 dayak
(-ğı)1) побо́и, теле́сное наказа́ние- a dayak atmak — поби́ть, поколоти́ть, всы́пать
bir temiz dayak atmak — отдуба́сить (отколоти́ть) как сле́дует
dayak yemek — быть поби́тым (поколо́ченным)
2) подпо́рка; опо́ра -
10 yemek
1. 1) Essen nt\yemek hazır das Essen ist fertig\yemek pişirmek kochen\yemek \yemek essen2) (hazır \yemek) Gericht nt, Speise fMacar yemeği ungarisches Gericht2. I vt2) ( tırnaklarını) abkauenII vibir tane \yemek eins draufkriegenbir tokat \yemek eine Ohrfeige bekommenüç yıl hapis/kodes yedi er hat drei Jahre Gefängnis/Knast bekommen -
11 dayak
"1. (a) beating; (a) thrashing; (a) whipping (as a corporal punishment). 2. prop, support. - arsızı child who is so used to being beaten or thrashed that he no longer fears it. - atmak /a/ to beat; to thrash; to whip. - cennetten çıkmıştır. proverb Thrashing is the key to educating. - cezası corporal punishment. - düşkünü/kaçkını (someone) who deserves a beating or thrashing. - yemek to get a beating; to get a thrashing; to get a whipping." -
12 کتک خوردن
dayak yemek; dövülmek -
13 Abreibung
eine \Abreibung kriegen/verpassen dayak yemek/atmak; ( scharfe Zurechtweisung) papara;eine \Abreibung kriegen ( fam) papara yemek -
14 Prügel
Prügel <-s, -> ['pry:gəl] m1) ( Knüppel) kötek, sopa\Prügel beziehen dayak yemek, dövülmek; ( mit einem Stock) kötek [o sopa] yemek -
15 get the stick
sopa yemek, fırça yemek, azar işitmek, dayak yemek -
16 get the stick
sopa yemek, fırça yemek, azar işitmek, dayak yemek -
17 Prügel
Prügel bekommen dayak yemek -
18 Haue
\Haue kriegen dayak yemek -
19 Hieb
-
20 correction
n f1 relecture düzeltme◊faire la correction d'un devoir / texte — bir dersi, metni düzeltmek
2 faute corrigée düzeltme◊Les corrections sont en rouge. — Düzeltmeler kırmızı renktedir.
3 punition dayak atmak4 politesse kibarlık
- 1
- 2
См. также в других словарях:
dayak yemek — dövülmek, sopa ile dövülmek Ertesi gün dayak yemiş gibi yorgun uyandım. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayak — 1. is., ğı Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek Birleşik Sözler dayak arsızı dayak düşkünü dayak kaçkını meydan dayağı sıra dayağı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötek yemek — dövülmek, dayak yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydan dayağı yemek — kalabalık içinde iyice dayak yemek Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sopa yemek — dövülmek, dayak yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastanelik olmak — 1) hastanede tedavi görmeyi gerektirecek kadar hastalanmak Şu son turnuvada dört futbolcu hastanelik olmuş. H. Taner 2) çok dayak yemek Çıkan kavgada beş kişi hastanelik oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötek — 1. is., ği, hay. b. Gölge balığı 2. is., ği, Far. kūtek 1) Baston, sopa 2) Sopayla atılan dayak, patak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydan dayağı — is., esk. Ceza olarak açıkta ve kalabalık içinde suçlulara atılan dayak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meydan dayağı atmak meydan dayağı yemek meydan dayağı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sopa — is. 1) Kalın değnek Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular. H. E. Adıvar 2) mec. Dayak, kötek Birleşik Sözler bilardo sopası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük